google translate
Turkish to English Turkish to French Turkish to German Turkish to Greek Turkish to Italian Turkish to Japanese Turkish to Russian Turkish to Spanish Turkish to Chinese

mesaj gönder

Anlar ve Mutluluklar

Özel günlerde, insanların kendilerini mutlu hissetmeye zorlamalarını oldum olası anlayamamışımdır...

Örneğin doğum günleri…

Örneğin yılbaşı akşamları…

Ya da bayramlar…

Vs…


***

Tamam,  özel günlerdir.

Evet, yılda bir kez yaşanır…

Ama alt tarafı bir “gün”dür işte, takvimden bir yapraktır sonuçta…

Açıkçası çok da farklı değildir diğer günlerden…

Farkı biz yaratırız…

Hissettiklerimizdir o günü özel veya sıradan kılan…

Yani günler değil, ruh halimizdir kıstas…


***


Her duygunun taklidini yapmak mümkündür belki, mutluluk hariç.

Eğer içinden gelmiyorsa insanın; asla…

Zorlayın bakalım kendinizi mutlu olmak için, olabiliyor musunuz?

Olamazsınız…

Ama nedense özel günlerde herkes bayılır bizi mutluluk baskısına almaya…

“Yahu bugün doğum günün, tadını çıkarsana…”

“Oğlum,  yılbaşı gecesi evde mi oturulur?”

“Sevgililer günü yalnız kutlanır mı hiç?”

Vs...

Çoğu zaman kibarlıktan “yahu git başımdan” diyemesek de, içten içe bunalırız bu ısrardan…

Herkes mutluyken mutlu olmak zorunda mıdır insan?

Organize edilebilir mi mutluluk hissi?

Yani “Bugün doğum günüm, dünyanın en mutlu insanı ben olmalıyım” gibi bir beklenti içine girebilir miyiz?

Ya da bayram geldi diye mümkün müdür tüm dertleri unutmak?

Hayat akıp, olaylar sürüp giderken..

“Bugün özel bir gün” deyip dondurabilir mi insan yaşamı?

“Deliye her gün bayram” sözü boşuna mı türemiştir?

Hiç de değil.

Her günü bayram gibi yaşamak ancak hislerin ve bilincin yokluğuyla mümkündür.

Ve gerçekten de ancak düşünme yetisinden yoksun olanların harcıdır.


***


Epikirüs’ün öğrencilerinden Metrodoros içsel mutluluğun dış etkenlerden bağımsızlığına dikkat çeker.

Yani çevresinde, yaşamında olup bitenlerden özerktir insanın içindeki mutluluk hissi.

Arthur Shopenhauer de aynı hususa vurgu yapar.

Shopenhauer’e göre dışsal olaylar ancak içsel olayların izin verdiği ölçüde bir kişiyi etkiler.

İç dünyasında mutsuz olan kimse dernekten derneğe, eğlenceden eğlenceye koşsa bile can sıkıntısından kurtulamaz…

Yani her iki yorumun da “eşittir”inde, mutluluk dış faktörlerden bağımsızdır.

Özel günlerin kişinin kendisini mutlu hissetmesinde bir etkisi yoktur yani…


***


Hayatı ve duyguları dondurabilmek mümkün değil.

7 gün…24 saat…365 gün… Yıllar… Bir ömür…

Acılar, dertler, sorumluluklar, zorunluluklar özel gün, bayram vs. tanımazlar ki…

“Pause” düğmesi yoktur yaşamın…

Siz “bu gece yılbaşı” deyip çılgınlar gibi eğlenirken hastanede sevdiğinin başında bekleyen belki de yüz binlerce insan var…

Doğum günlerinde sevdiklerini kaybedenler…

Bayram günü cenaze kaldıranlar...

Anneler gününde annesiyle ebediyen vedalaşanlar…

Hepsi hayatın gerçeğidir…

Yasla çakıştığı da olur özel günlerin

Acınız öyle derindir ki, bayramın geldiğini bile hissetmeyebilirsiniz.

Gelir çalar kapınızı ;  çeker gider en nihayet…


***


Özel günler belki insanı mutlu olma yolunda motive edebilir.

Yeni bir başlangıç şansı sunabilir belki.

Ama ben Metrodoros ve Schopenhauer ile aynı fikirdeyim.

Dış dünyadan bağımsızdır iç dünyamız.

Mutluluğun bulaşıcı olduğu fikrine katılmıyorum.

Kişisin içsel yüzleşmesidir bence bu…

Herkesin kahkahalarla güldüğü bir ortamda kendimizi mutsuz hissedebiliriz mesela…

Ya da herkesin coşkuyla dans ettiği eğlendiği bir mekân bizi boğabilir, çekip gitmek isteyebiliriz oradan.


***


Özel günler yaklaşırken stresi başlar günler öncesinden…

Mutlu olmak zorunda hissederiz kendimizi…

Ya da insanların bizi mutlu görme beklentisi gelir aklımıza…

Geriliriz…

Ya içimiz mutlu değilse?

Ayıp mı etmiş oluruz çevremizdekilere?

Doğum günümüz olabilir bu.

Ama gerçekten öyle hissediyor muyuz?

Kutlamak zorunda mıyızdır doğum günümüzü, eğer içimizden gelmiyorsa…

Ya da bayram gelir çatar da, bayramı hissedecek ruh halimiz var mıdır?

Bayram coşkusundan eser yoksa içimizde, suçlu mu oluruz sevdiklerimize karşı?


***


Belirli günleri “özel” yapan bizleriz.

Mutluluğumuzu belirli tarihlere, anlara endekslemek hatadır…

Özel günlerin takvimini belirleyen içsel dünyamızdır…

Bunun kararını ruhumuz  verir.

Ne zaman mutluysak o gün özeldir...

Bayram da…

Doğum günü de…

Yılbaşı da…

Hissettiğimizdir esas olan..

Hissetmek zorunda olduğumuz değil…

Takvimler “bayram”ı gösteriyor diye değil…

İçinizde "gerçekten"  bayram coşkusunu hissettiğiniz için kutladığınız, kutlayacağınız nice bayramlar dilerim…



YORUMLAR
Lütfen sitede yapacağınız yorumların hakaret, aşağılama vs. gibi unsurlar içermemesine özen gösteriniz. Bu tarz yorumlar kesinlikle aktive edilmeyecektir. Teşekkürler...